Yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren eski Başbakan Ahmet Davutoğlu dün, AKP cenahından kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt vermişti.
Davutoğlu, “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” demişti.
Davutoğlu, AKP’nin tek başına iktidarı ilk kez kaybettiği, HDP’nin parti olarak barajı aştığı 7 Haziran 2015 seçimleri ile terör saldırılarının da yaşandığı bir zeminde bu seçimin yenilendiği 1 Kasım 2015 arasında geçen dört aylık sürece de önemli bir göndermede bulundu. Yenilenen genel seçimde AKP’nin tek başına tekrar iktidara gelmesinin üzerinden 6 ay geçmeden Erdoğan’ın isteği üzerine Başbakanlık ve parti genel başkanlığından istifa eden Davutoğlu, “Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden, birkaç aydan biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır” ifadelerini kullanmıştı.
ÖZDAĞ: DAVUTOĞLU'NA PARTİ İÇİ DARBE YAPILMIŞTIR
Davutoğlu’nun bu sözleri tartışılırken, AKP eski Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu’na yakın isimlerden olan Özdağ, Çağlar Cilara’nın Youtube kanalında yaptığı açıklamalarda, Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlıktan ve AKP Genel Başkanlığından istifa etme sürecine değindi.
Yaşananlar için “darbe” nitelendirmesinde bulunan Özdağ, “Sayın Davutoğlu'na parti içi darbe yapılmıştır” dedi.
“SAYIN ERDOĞAN VE ARKADAŞLARI YAPTILAR”
Darbeyi kimlerin yaptığı sorusu üzerine Özdağ şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Erdoğan ve arkadaşları yaptılar. Sayın Erdoğan hem parti elimde olsun istiyordu hem de Cumhurbaşkanlığı elimde olsun istiyordu. Sayın Davutoğlu'yla bazı konularda anlaşamadılar.
Milletvekilleri listesi konusuydu. Bakanların atanma şekliydi. Veya birilerinin bakan olmaması ya da başka yerlerde bakan olarak değerlendirilme şekliydi. Bir diğer husus şeffaflık yasasıydı. Şeffaflık yasası neydi? Hırsızlık yapılmasın yasasıydı, yolsuzluk olmasın yasasıydı, rüşvet alınmasın yasasıydı. Bununla ilgili biz dedik ki bütün siyasetçiler şeffaf olsunlar, yolsuzluk yapanlar varsa onlar hakkında hukuk gereğini yapsın, siyaset kurumu da kamuoyu da gereğini yapsın. Siyasetçi her şeyiyle şeffaf olsun."