Can Ataklı, 'manşet' iddiasıyla gündeme gelen Kemal Öztürk'le ilgili, "Kemal Öztürk, “Muhalif gazeteci” diyor ama bunlar sanılan muhalifler değil." ifadesini kullandı.
Öztürk'ün bir taşla üç kuş vurduğunu belirten Ataklı; "O manşeti atan muhaliflerin Daha önce, Erdoğan’ın fedailiğini yapmış sonra çıkarlar bitince dönmüş olanlar." olduğunu açıkladı.
Sosyal medyada ucuz yoldan şöhret olmaya çalışmak hoş değil
Pek çok gazeteci, son zamanlarda mesleklerini belli bir kurumda değil de kendi oluşturdukları sosyal medya alanında sürdürmeye çalışıyor.
YouTube, bu konuda başat durumda.
Gazete ve televizyonlarda profesyonelce çalışma olanağı bulamayan birçok gazeteci, YouTube’da bir kanal açıp kendi televizyon yayıncılığını kendi yapıyor.
Bu şekilde, çok sayıda takipçisi olan ve aldığı reklamlar sayesinde çok iyi para kazananlar da var.
Hatta öyle ki yüz binlerce takipçisi olup yayınladıkları videolar da yüz binlerce kez seyredilenler, bir televizyonda ya da gazetede kazanabileceğinden kat kat fazla kazanabiliyor.
Ancak ne yazık ki bu alanda da durumu istismar etmeye, kısa yoldan şöhret olup büyük kazançlar sağlamaya çalışanlar var.
Bunun son örneği, daha önce Erdoğan’ın basın danışmanlığını yapan, bir dönem Anadolu Ajansı Genel Müdürü de olan Kemal Öztürk isimli kişinin yaptığı.
Bir YouTube kanalı açmış.
Burada, sanki televizyon yayını yapıyormuş gibi konuklar alıyor.
Ancak henüz arzuladığı takipçi sayısını bulamamış.
Bir başkasının kanalına konuk olmuş ve tuhaf bir açıklama yaparak adını duyurmaya çalışmış.
Demiş ki, “Bugün çok bağımsız ve çok özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız, o zamanlar gazete yönetiyorlardı. Ve ben istemeden, ertesi günün gazete manşetlerini bana gönderiyorlardı. ‘Uygun mudur?’ diye soruyordu ve öyle yayımlıyordu.”
Bu doğru olabilir mi?
Mümkün tabii, biz de duyuyorduk bunları.
İyi de kim bunlar?
Kemal Öztürk, “Muhalif gazeteci” diyor ama bunlar sanılan muhalifler değil.
Daha önce, Erdoğan’ın fedailiğini yapmış sonra çıkarlar bitince dönmüş olanlar.
Ama “muhalif” tanımı başka bir algı yarattığı için pek çok kimse bu gazetecilerin gerçek muhalifler olduğunu sanıyor.
Tabii sarayın bu gazetecisi böylelikle bir taşla iki kuş vurmuş oluyor.
Hatta üç.
Birincisi, muhalif gazetecileri kendince zora sokuyor.
Eskinin saray fedaisi, bugünün dönmüş gazetecilerine gözdağı veriyor.
Kendi YouTube kanalının bedava reklamını yapıyor.
Hepsi de ne kadar ayıp.
Kemal Öztürk, "Bugün çok bağımsız ve çok özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız, ben istemeden ertesi günün gazete manşetini bana gönderiyordu, uygun mudur diye soruyordu öyle yayınlıyordu. Bugün meydan okuyanların şerecesini iyi biliyorum ama bende kalacak" demişti.