Habertürk yazarı Fatih Altaylı, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen'e tepki gösterdi.
Ayyıldız Hareketi lideri eski İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ, 'Türkiye'de kayıtlı ve kayıtsız toplam 5.3 milyon Suriyelinin olduğunu' öne sürerek sosyal medya hesabından bir anket paylaşmıştı. Özdağ'ın paylaştığı ankete yanıt, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen'den tepki gelmişti. Şen, sosyal medya hesabından verdiği yanıtta, "Suriye’den gelenlere sordum. Diyorlar ki: ‘İlk olarak bizden önce gelenler geldikleri yere gitseler, biz de yol yordam öğrensek, sonra biz gitsek.’" ifadelerini kullanmıştı. Şen'in bu paylaşımı da tepki çekmişti.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü yazısında AKP'li Şen'e ve ekranlarda hükümetin tavrına göre tavır belirleyen yandaşlara ateş püskürdü.
Altaylı'nın bugünkü yazısından ilgili bölüm şöyle:
Gençler hatırlar mı, bilir mi bilmiyorum.
Ama bizim yaştakiler gayet iyi bilir.
Eski Türkiye’de, yani bu kadar “muhafazakar olmayan” Türkiye’de tek yayıncı olan TRT’nin televizyonunda senede bir gün, yılbaşı akşamları ekrana dansöz çıkabilirdi.
Senede bir gece, o da yılbaşı gecesi ekrana çıkabilen bu dansöz genelde Nesrin Topkapı olurdu.
Millet de niyeyse pek büyük bir heyecanla bu dansözü beklerdi.
Bugünün “hayli” muhafazakar Türkiye’sinde ise ekranda dansöz görmek için yılbaşını beklemenize gerek yok.
Cumhurbaşkanı’nın fikir, iktidar partisinin politika değiştirdiği anda yani sıklıkla ekranları dansözler dolduruyor.
Üstelik eğlence televizyonlarını da değil, doğrudan haber televizyonlarını.
Mesela düne kadar ben ve benim gibi düşünenler “Beyler herkesin çekip gittiği Kabil Havalimanı’nı savunmak için bizim Mehmetçiği niye riske atıyorsunuz. Bize ne Kabil Havalimanı'ndan. Evlatlarımızı bu kaosun içine sokmayın” derken ekranlara çıkıp bize demediğini bırakmayan ve neden Kabil Havalimanı’nda olmamız gerektiğini, büyük devletin orada olmasının zaruretini anlatan iktidar mütefekkirleri dün Saray’ın “Kabil Havalimanı’ndan çekileceğiz” açıklamasının ardından ekranlara koşup “Evet Kabil Havalimanı'ndan çekilmek çok doğru bir karar” demeye başladılar. Hem de büyük bir heyecan ve aşkla.
Gerçekten inanmışçasına.
Keza ben ve benim gibi düşünenler “Bu mülteci akının altında kalacağız. Yapmayın. Bu akını durdurun. Yeter” diye çırpınırken ekranlara çıkıp bana “faşist” yaftası yapıştırdıktan sonra “Türkiye zaten bir göç ülkesidir. Buradaki herkes göçle geldi. Gelecekler tabii. Gelsinler. Gelmezlerse ekonomimiz çöker. Türkiye’nin büyümesi durur. Eğer biri gidecekse ilk Türkler gitsin” diye televizyonlarda yavşak yavşak sırıtanlar Cumhurbaşkanı’nın “Artık daha fazla göç alamayız” demesinin ardın yine televizyonlara koşup “Bu kadar göç olmaz. Türkiye kimsenin göçmen kampı değildir. Bu kadar göçmeni almamalıyız. Göçmenler de kimlermiş kardeşim” demeye başladılar.
Eee, hadi şimdi "Büyüklerinize" de faşist desenize yiyorsa.
Şaka gibi ama gerçekten durum bu.
Bana inanmıyorsanız açıp bakın.
Kendi adınıza gülün onlar için utanın.
Ama şaşırmayın.
Bunların alayı dün FETÖ’yü övüp, bugün FETÖ’ye sallayan ama yarın FETÖ ile AK Parti barışınca yeniden FETÖ’yü övmeye hazır tiplerdir.
O kadar oynak, o kadar kıvraktırlar.
İki şeyleri yoktur.
Kendilerine ait fikirleri ve haysiyetleri.
Nesrin Topkapı edebiyle mesleğini icra eden bir hanımefendiydi.
Bunlarda ise edep namevcuttur.
O yüzden sakın ola ki bunları Nesrin Hanım ile kıyaslamayın.
MERAKLISINA NOT: Evet, belki inanmayacaksınız ama AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye’de televizyon vardı.