Altaylı, bugünkü yazısında , "Cemil Bey’i uzun yıllardır tanırım. ANAP’la başlayıp, Fazilet Partisi ile devam eden ve AK Parti ile noktalanan, 7 dönemini milletvekili ve bunun büyük bölümünü de 4 defa bakanlık yaparak sürdürdüğü siyasi hayatında hep göz önünde oldu. Ben kendi adıma siyasetçilikten devlet adamlığına doğru evrildiğini ve çok ihtiyaç duyulan bir dönemde sık sık “aklıselimin sesi" olmaya gayret ettiğini de görüyorum." yorumunu yaptı.
Altaylı, Çiçek'in Aytunç Erkin'e verdiği röportajda çok önemli şeyler söylediğini belirterek, "Çiçek’in sözlerini okuyunca iktidar partisinde uzun süre egemen olan ortak aklın artık kalmadığını, istişare geleneğinin uzunca bir zamandır terk edildiğini, başkanlık sistemi ile ilgili partinin eskilerine ve büyüklerine asla danışılmadığını, sistem oluşturulurken, eski bir Adalet Bakanı ve hukukçu olan Cemil Çiçek’ten dahi fikir alınmadığını anladım. Cemil Bey, tek tek tane tane anlatmış partinin içinde bulunduğu duruma nasıl geldiğini." dedi.
Çiçek'in başkanlık sistemi ile ilgili değerlendirmelerini de paylaşan Altaylı, yazısını şöyle sürdürdü:
Başkanlık sistemi ile ilgili de bir değerlendirme yapmış. Diyor ki, "Başkanlık sisteminde 50 artı 1 problem yaratır.”
Yani Cemil Çiçek’e göre millete tüm bir Anayasa referandumu boyunca “Sistemin en iyi özelliği” diye anlatılan, “Koalisyonları bitirip istikrarı getireceği söylenen” 50 artı 1 aslında problemmiş. Fransa’da tıkır tıkır işleyen ve rejimi koruyan sistem Türkiye’de niye problem, anlamam mümkün değil. Ama bence Cemil Bey’in de söylemek istediği aslında başka şey. Cemil Çiçek, başkanlık sisteminin problem olduğunu söyleyecek de ona dili şimdilik varmadığı için böyle diyor. Aynen “Yok diyeceksin ama dilin varmıyor” diyen Bektaşi fıkrası gibi.