Sözcü Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli, 'Niye şaşırıyorsunuz?' başlıklı yazısında HDP'li Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanlarının görevden alınmasını değerlendirdi.
Mahalli, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdiye kadar olduğu gibi kendince gerekli gördüğü HER ŞEYİ yapacaktır. Muhalefete tavsiyem şimdiden HER ŞEYE hazırlıklı olmalı.' ifadelerini kullandı.
HDP'li Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanlarının görevden alınması doğal olarak tepkiyle karşılandı.
Her zaman olduğu gibi ‘sözel'.
Ben şaşırmadım çünkü bekliyordum.
Bekliyordum çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu bunun böyle olacağını söylemişlerdi.
Bazı örnekler:
“Mart seçimleri geliyor. Bu seçimlerde, teröre bulaşmış olanlar sandıktan çıkarsa, anında gereğini yapıp, kayyum tayinleriyle yolumuza devam edeceğiz”
“Bazıları ‘Seçilmişler görevden nasıl alınır?' diyor. Bal gibi de alınır. Seçilmiş olmak size sınırsız devletmillet aleyhinde tasarruf yetkisini vermez. Bak söylüyorum devletin verdiği imkanları siz Kandil'e gönderecek olursanız hemen anında hiç beklemeden yine biz kayyumlarımızı atarız”.
“Bu tür adamların adaylıklarının baştan silinip atılması lazım. Seçim sonrası 300 küsur bu isimler ile ilgili, başta benim partim olmak üzere hepimiz yükleneceğiz. Bunların hepsinin başkansa başkanlığını, meclis üyesi ise meclis üyeliğinin, bunların hepsinin düşürülmesi için müracaatlarımızı yapacağız. Biz bu ülkeyi teröre bulaşmış, teröristler ile kalkıp da yönetilmesine müsaade etmeyeceğiz”.
Peki Bakan Soylu ne demişti :
“Terör örgütü PKK ile halen iltisakı ve irtibatı bulunan belediye meclis üyesi adaylarının seçilmeleri halinde açığa alınacaklar”.
Şimdi biraz geriye gidelim.
30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Demokratik Bölgeler Partisi 102 belediyede seçimi kazanmıştı. Daha sonra DBP'ye geçen 4 belediye ile bu sayısı 106'ya çıkmıştı. Ancak İçişleri Bakanlığı'nın 11 Eylül 2016'da başladığı kayyum atamaları ile Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyeleri ile Hakkari, Siirt, Şırnak ve Batman il belediye başkanlıkları görevden alındı. Belediye başkanlarının yerine vali ya da vali yardımcıları kayyum olarak atandı. Böylelikle 106 belediyeden 94'üne kayyum atandı ve belediye başkanlarıyla meclis üyelerinin bir bölümü tutuklandı.
İş bununla kalmadı ve HDP'nin eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş dahil 10 milletvekili uzun süredir cezaevinde.
Eren Erdem'i unuttuğumu sanmayın.
FETÖ'nün başarısız darbe girişimini fırsata çeviren iktidar ülkede HER ŞEYİ değiştirdi.
16 Nisan 2017 tartışmalı referandumla parlamenter sistem değişmiş ve ülkede HER ŞEY Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bağlanmıştı.
Ordu, MİT, güvenlik güçleri, yargı ve para ile ilgili tüm kurumlar.
Muhalefet 2.5 milyon mühürsüz oy tartışmalarına rağmen HER ŞEYİ kabullendi ve ‘sözel' muhalefetine devam etti.
Böyle bir durumda tüm bunları normal kabul eden siyasal partiler, sivil toplum örgütleri ve muhalif olduğunu söyleyen herkes son görevden almalarını da normal kabul edebilir ve bir kaç ‘sözel' tepkiyle geçiştirilebilir.
Peki HDP'nin tüm belediye başkanları görevden alındığında ne yapılacak?
Biraz ileriye gidelim ve İstanbul ile Ankara dahil CHP'li başkanlar da görevden alınırsa ne olacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdiye kadar olduğu gibi kendince gerekli gördüğü HER ŞEYİ yapacaktır.
Muhalefete tavsiyem şimdiden HER ŞEYE hazırlıklı olmalı.
Sözel değil sayısalla.
Dış politika sorunları gümbürtüye gitmeden.
Güvenli Bölge konusunda ABD ile yapılan anlaşmanın olası risklerini hiç kimse konuşmuyor.
Bu iş çok tehlikeli.
Suriye ordusunun İdlib'e yönelik operasyonu ve bununla ilgili Ankara'nın sergilediği siyasi ve askeri tutumla ilgili hiç kimse konuşmuyor, konuşamıyor.
Bu iş çok daha tehlikeli.
11 Eylül'de Türkiye'ye gelecek olan Putin ve Ruhani'den çok herkes sert tutum bekliyor.
Beklenen olursa Ankara çok sıkışacak.
Hem de çok.
ABD ile Rusya arasında denge politikasının ve her ikisini oyalama taktiklerinin sonuna geliniyor.
Suudi Arabistan. BAE, Mısır ve İsrail pusuda bekliyor.
Türkiye'nin Libya bataklığındaki durumu ayrı bir konu.
ABD ile başlayan ‘Yeni Balayı' bozulmasın diye S400 haberleri bile görünmez oldu.
Daha fazlası da var.
17 yıldır AKP'nin yönettiği Türkiye adım adım bu halde geldi.
Her seferinde şikayet etmenin bir anlamı kalmadı..
Dün Rizeli bir dostumla memleket sorunlarını konuşurken müthiş bir tespitte bulundu :
‘Rizeli'nin umudu biterse inadı başlar'.