İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum'un Boğaziçi'ndeki yetki tartışmalarına ilişkin açıklamaların cevap verdi. İmamoğlu, "Sayın Bakanın bu açıklamasını talihsiz buluyorum" dedi.
İzmir'de partisinin belediye başkanları çalıştayına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un Boğaziçi'ndeki imar konusu ile ilgili yaptığı, "Kimsenin elinden olmayan bir yetkisini alma durumu söz konusu değildir" açıklamasına da yanıt verdi.
İmamoğlu, "Az önce Tunç Başkanımın ifade ettiği gibi, biz 2 ay önce bir masa toplantısı yaptık. 30 belediye bakanı, bakanlar kurulu, yerel yönetimler danışma heyeti oradaydı. Sayın Cumhurbaşkanı, CHP'li belediyelerin yaptığı öneriyle yeni kanunun, düzenlemelerin bir komisyon marifetiyle yürütülmesi konusunda bize taahhütname verdi. Biz onun gereğini bekliyoruz. Fuat Oktay bizi davet edecekti, bu tasarıları orada konuşacaktık. Biz konuşacaktık, Bakanlar konuşacaktı. Ortak akılla belediyelerin yaşadığı sorunlar için çözüm mekanizması çalışacaktı" dedi.
"SAYIN BAKANIN AÇIKLAMASINI TALİHSİZ BULUYORUM"
2 aydır hiçbir davetin yapılmadığını aktaran Başkan İmamoğlu, şunları söyledi:
"Ortada bir tasarı sızdırılıp geri dönüşleri kamuoyundan toplama üslubu var. Bu çok yanlış. Sayın Bakan bunların doğal olduğunu, zaten olmayan yetkiyi niçin alalım demiş. İstanbul'da yıllardır boğaz imar müdürlüğü var. Burada yapı aykırılıklarını tespit eden, takip eden bir birimdir. Buraya gelen başvurular anıtlar kurulundan onaylar alırlar. Sayın Bakanın bu açıklamasını talihsiz buluyorum.
Biz İstanbul'da süreci en ahlaklı şekilde yürüten, boğazdaki yapıların bile 2 ayda takibini yaptıran, güzel doğayı koruyan 16 milyona verdiği sözü tutan bir anlayışız. Tümüyle anayasaya aykırıdır. Bu yereldeki yetkileri merkeze taşıma çabasıdır. Sarayburnu'ndan Haliç kıyılarına kadar taşınması konusunda bir taslak hazırlandığı konusunda da duyumlarımız var. Gölge belediye çalışması var. Bu 16 milyon insanın huzurunda hazırlanan kanun tasarısını tümüyle itibarsız kılar. Tümüyle mesnetsiz kılar. Toplumun maneviyatında, vicdanında tümüyle geçersiz kılar. Böyle bir üsluptan ve süreçten Sayın Bakan ya da çalışma yapan insanların bir an önce vazgeçmelerini, bizleri o masaya davet etmelerini bekliyoruz. Toplumun seçmiş olduğu hükümetten, Sayın Cumhurbaşkanından da beklentisi budur. Bu tasarıyı hazırlayan hangi akılsa, 31 Mart'ta seçimi iptal eden akılla aynıdır. Bundan vazgeçsinler. Bu kendi anlayışlarına, hükümet düzenlerine, İstanbul'a zarar verir. Bu konudaki vicdani, hukuki hakkımızı sonuna kadar arayacağımızdan kimse şüphe duymasın."