Auto-Created-3
15 Ağustos 2020 ( 5198 izlenme )
Reklamlar

İnce Olayı İttifakın İçine Operasyon!

Muharrem İnce'nin muhalif bir hareket başlatması, İyi Parti'nin Cumhur İttifakına dahil edilme çabaları siyasetin ana gündemini oluştururken tüm bu uğraşların merkezinde bakın neler yer alıyormuş?

Evrensel Yazarı İhsan Çaralan'ın çarpıcı analizi: Cumhurbaşkanlığı yarışında kendisine verilen yüzde 31’lik oyu kendi başarısı olarak göstererek, CHP içinde muhalefet edip “Gelirim ha”, “Geliyorum ha” diyerek gündemde kalmaya çalışan Muharrem İnce, önceki gün “Bin Günde Memleket Hareketi” açıklamasıyla sahneye çıktı!

 24 Temmuz’da, Ayasofya’da VIP Cuma Namazı’na katılarak CHP’den ayrıştığını gösteren ve bu tutumuyla Erdoğan ile Bahçeli’nin takdirini kazanan İnce’nin, yandaş medyadan da büyük bir destek gördüğü, daha da göreceği açıkça görüldü. İnce’nin bu çıkışını “Köklerinden kopan CHP’yi kuruluş değerlerine döndürme, Atatürk’e dönüş hareketi” olarak selamlayan Bahçeli’nin, Erdoğan ve AKP sözcülerinin de tercümanı olduğunu söylemek yanlış olmaz!

BAHÇELİ’NİN HAMLESİ İYİ PARTİNİN ‘YUMUŞAK KARNI’NI GÖSTERDİ

 Bahçeli, “sağlık nedenleri”yle VIP Cuma’ya katılamayan Akşener’in sonradan Ayasofya’ya gidip namaz kılmasını, Millet İttifakından ayrışma işareti olarak değerlendirerek Akşener’e “Evine dön!” (4 Ağustos günü) çağrısı yapmıştı. Bundan üç gün sonra Erdoğan, “İyi Parti ‘yerli ve milli’ bir partimizdir”, “Sizin yeriniz CHP’nin, HDP’nin yanı değil Cumhur İttifakıdır” diyerek Bahçeli’nin “Evine dön” çağrısındaki “ev”in hangi ev olduğu muğlaklığına netlik kazandırmıştı! Bahçeli’nin nedeyse durup dururken, ama Erdoğan’la danışıklı olduğu anlaşılan, Akşener’e yaptığı “Evine dön çağrısı”, ilk bakışta bir “Boş atıp dolu tutma” hamlesi gibi görünüyordu. 

Akşener de bu çağrı karşısında, Bahçeli’ye yanıt vermek yerine Erdoğan’a “Ortağına ilgi göster. Sen ilgi göstermeyince bize sarıyor” diyerek ağır bir yanıt vermişti. Ama, Bahçeli’nin bu girişimi, İyi Parti içinde “Biz AKP ve MHP’nin ideolojik ve sosyolojik dünyasına mı dahiliz yoksa ona karşı bir dünyaya mı?” tartışması başlattı ki, böylece İyi Partinin “yumuşak karnı”nı da göstermiş oldu. Ki bu aynı zamanda, Cumhur İttifakının, İyi Partinin “yumuşak karnına” çalışacağı anlamına geliyordu. Çağrı İyi Partiye “Cumhur İttifakı’na gel” çağrısı ama, elbette Erdoğan da Bahçeli’de bunun olmayacağını biliyorlardı. Amaçlarının İyi Parti içinde “Biz hangi ittifaka dahil olmalıyız” gibi tartışmalar başlatarak, parti içinde kargaşa çıkarmak ve etkisinin azaltılması olduğu anlaşılmaktadır. 

İNCE’YE ERDOĞAN, BAHÇELİ VE YANDAŞ MEDYADAN TAM DESTEK

 Aynı amacı İnce’ye verilen destekte de görüyoruz. İnce’nin CHP’de dikkate değer bir bölünme yaratacak program ve plana sahip olmadığını herkes gibi Erdoğan ve Bahçeli de bilmektedir. Ama CHP tabanında “Bu parti iflah olmaz”, genel kamuoyunda “CHP bölünüyor, iktidar alternatifi olamaz” duygusu uyandırılarak CHP’nin zayıflatılmasının amaçlandığı tartışmasızdır. 

Tabii bu aynı zamanda, Cumhur İttifakı karşısında Millet İttifakı için de benzer tartışmayı başlatma amaçlıdır. İnce’ye Bahçeli ve Erdoğan’dan başlayarak en yukarıdan açık destek verilmesi, yandaş medyanın bugüne kadar Erdoğan dışında kimseye göstermediği bir ilgiyi göstererek basın toplantısını kesintisiz ve canlı vermesi de CHP’yi zayıflatma çabasının bir devamı olarak anlam kazanmaktadır. 7 Haziran 2015 seçiminden beri gözlenen gelişmeler, 2019 yerel seçimleri sonrasındaki kamuoyu araştırmaları Erdoğan ve AKPMHP ittifakının Meclis çoğunluğunu alamayacaklarını, hele de cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamayacaklarını gösteriyor. 

CHP VE İYİ PARTİ'NİN İÇİNE YÖNELİK OPERASYON

 Cumhur İttifakı, mevcut koşullarda yapılacak bir seçimle iktidarda kalamayacağını bilmektedir ve “Tek adam iktidarını sürdürmek” için;

YSK’dan başlayarak seçim güvenliğini kendi denetimine almak için kadrolaşmayı daha etkinleştirmeyi,

  Seçim ve Siyasi Partiler yasalarında AKPMHP ittifakını avantajlı kılacak düzenlemeleri yapmayı, 

Bunların da yetmeyeceğini bildikleri için muhalefeti etkisizleştirmek, itibarsızlaştırmak yoluyla kamuoyu gözünde iktidar seçeneği olamayacak biçimde ezmeyi amaçlamaktadır. İktidarın YSK’dan başlayarak il ve ilçe seçim kurullarının partizanlaştırılması girişimlerini sürdürdüğünden şüphe etmek için bir neden yok. Seçim ve siyasi partiler yasalarının değiştirilmesinin, TBMM’nin yeni yasama yılında ele alınacak ilk düzenlemelerden biri olacağını biliyoruz.

 HDP’li belediyelere kayyum atama ve HDP’ye yönelik karalama ve tutuklamalar, CHP’li belediyeleri çalıştırmama gibi muhalefeti iktidar alternatifi olmaktan çıkarmaya yönelik girişimlerin de CHP ve İyi Parti'nin içindeki hassasiyetlerin kışkırtılması şeklinde süreceği görülmektedir. Dolayısıyla Akşener’e “Eve dön” çağrısı ve İnce’nin başlattığı harekete Erdoğan ile Bahçeli’nin tam destek vermesini; tek adam iktidarını sürdürme amacının hamleleri olarak değerlendirmek doğru olacaktır. Öte yandan Siyaset Bilimci Ayşen Uysal da Muharrem İnce'nin girişiminin esas olarak partideki pazarlık gücünü artırmak olduğunu vurguladı. 

" Bir aktör olarak yeniden siyaset sahnesinde ve partide söz sahibi olmaya çalışıyor. Bu hamlesi kamusal bir pazarlık sürecinden başka bir şey değildir. CHP, AKP’deki küçük bölünmelerden medet umdu bu dönemde. Yüzde 23 oranında bir oyu kaydırsak bile kârdır hesabı yaptı. Şimdi aynı hesap kendi üzerinde yapılıyor ve bu durum ister istemez bir tedirginlik yaratabilir. İnce’nin açıklamasının hemen ardından partiden yapılan açıklamalar da bence böyle bir huzursuzluğu gösteriyor. 

Bununla birlikte parti yönetimi İnce’nin seçmen nezdinde onarılamaz bir itibar kaybı yaşadığının da farkında. O nedenle bir iki gün süren paniğin ardından bu çıkışı çok da ciddiye almayacaklardır diye düşünüyorum. Bu gerçekten bir hareket ve bir ekip işi olsaydı o zaman kaygı duyabilirlerdi. Ama İnce’nin birlikte yol yürüyebileceği bir ekibi yok. Zaten, o sadece tek başına yürüyebilecek bir kişilik ve egosantrik kişiliği ekip çalışmasına olanak tanımıyor. “Ekibi” olarak adlandırdığı ve daha çok CHP’nin “kaybedenleri”nden ve “tutunamayanları”ndan oluşan particiler de daha cumhurbaşkanlığı adaylığı ve olağanüstü kurultay sürecinde etrafından uzaklaşmaya başlamıştı. İnce’nin ekibi olmadığı gibi, ideolojisi de yok. 

Daha doğrusu ideolojisi olmadığı için ekibi de yok. Muharrem İnce Tayyip Erdoğan gibi tek adam olabileceğini düşünüyor ve onu model alıyor. Her ne kadar bugün tek adam olsa da Erdoğan’ın geçmişte bir ekiple bu günlere geldiğini görmüyor bile.

İnce’nin çıkışı toplumsal muhalefetin hiçbir beklentisini karşılamaz maalesef, bu çıkış sadece siyasal partiler açısından içinde bulunduğumuz içler acısı hali resmeder."

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Yılmaz Özdil: Asıl kepazelik bu kardeşim… Soylu: ‘Kılıçdaroğlu yaptırdı’ İngiliz FT, Erdoğan'ın Son Planını Açıkladı! Ankara’da kulisler hareketlendi