Türk lirasında yaşanan değer kaybıyla beraber ekonomik sorunlar her geçen gün daha da derinleşirken, muhalefet partileri 'erken seçim' seçim çağrılarını sıklaştırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptıkları açıklamalarda seçim için Haziran 2023'ü işaret etse de, son gelişmelerle Türkiye’nin bir anlamda 'seçim atmosferine' girmesi AKP kulislerini de hareketlendirdi.
Euronews'ten Dilek Gül'ün AKP kulislerine dayandırdığı haberde , parti içinde birbirinden farklı güç dengelerinin ortaya çıktığı ileri sürüldü. Seçim yaklaştıkça bu güç dengeleri arasındaki mücadelenin arttığı iddia edildi.
Haberde, 'Erdoğan sonrası' için öne çıkan isimler Binali Yıldırım, Numan Kurtulmuş Abdülhamit Gül, Erkan Kandemir, Efkan Ala ve Süleyman Soylu olarak sıralandı.
Bu isimlerin üzerinde durulmasının gerekçesi şöyle anlatıldı:
"Binali Yıldırım’ın siyasete girdiği tarihten itibaren Erdoğan’la yol arkadaşlığı yapıyor olmasının önemine vurgu yapılıyor. Parti içinde Yıldırım’a Erdoğan’ın 'zor zamanlarda sırtını dayadığı siyasetçi' gözüyle bakıldığı belirtiliyor.
AK Parti kaynaklarına göre parti içindeki ikinci büyük güç dengesini Numan KurtulmuşAbdülhamit Gül çizgisi oluşturuyor. Bu iki ismin bir anlamda Milli Görüş çizgisini temsil ettiği konuşuluyor. Ayrıca Gül’ün son dönemlerde yargı bağımsızlığı konusundaki çıkışlarının Numan Kurtulmuş ve parti içinde bir kesim tarafından olumlu karşılandığı ifade ediliyor.
Aynı kaynaklara göre AK Parti içinde son dönemde üçüncü bir isim dikkat çekiyor ve parti içindeki üçüncü güç dengesi haline geldi. Bu isim Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir. Genç yaşına rağmen partinin en önemli koltuklarından birinde oturan Kandemir’in etkili olmasının nedenlerinden biri olarak partinin bütün teşkilatlarından sorumlu olması gösteriliyor.
Ekonomi Bakanı Beraat Albayrak’ın istifasının ardından Kandemir’in parladığı ve iki ismin yıldızının hiç barışmadığı konuşuluyor.
Kandemir’in parti içinde Beraat Albayrak’a muhalefet eden isimlerin başında geldiği vurgulanırken bunun nedeni olarak da Kandemir’in aynı zamanda Bilal Erdoğan’ın yakın arkadaşı olmasından kaynaklandığı dillendiriliyor.
Yine AK Parti kaynaklarına göre Kandemir’i Erdoğan sonrasında parti nezdinde önemli kılan ise 2019 yerel seçimlerinde aldığı tavır.
Kandemir’in, AK Parti’nin İstanbul adayının Binali Yıldırım, Ankara adayının ise Mehmet Özhaseki olmasına karşı çıktığı söyleniyor. Ayrıca net bir ifadeyle iki isimle seçime girilmesi halinde iki büyükşehrin de kaybedileceğini söylediği belirtiliyor.
AK Parti kaynaklarına göre parti içinde bu üç güç dengesinin dışında yer alan ama son dönemde etkinliği artan bir isim daha var; eski İçişleri Bakanı Efkan Ala.
Partinin Dış İlişkiler Başkanı olan Ala, çözüm süreci döneminde çok ön planda olmuş ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında geri planda kalmıştı.
AK Parti’nin son kongresinde yeniden görev alan Ala’nın yeni bir çözüm sürecinin başlaması durumunda daha da kilit bir hale geleceği konuşuluyor.
Kaynaklara göre İçişleri Bakanı Soylu, kamu yönetimi bürokrasisinde güçlü olmasına rağmen parti içindeki dengelerde bir aktör haline gelemiyor.
Soylu’nun AK Parti seçmeni üzerinde etkisinden söz edilse de parti içinde veya delegeler üzerinde bir gücü bulunmadığına vurgu yapılıyor.
Parti içindeki güç mücadelesinin artmasının nedeni ise Erdoğan’ın ağırlıklı olarak ülke yönetimiyle ilgilenmesinden ötürü partide oluşan iktidar boşluğuyla ilişkilendiriliyor."