Binlerce öğretmen adayının Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) yüksek puan almasına rağmen sözlü mülakatlarda elenmesi, liyakat esasından uzak bir şekilde yürütülen sistemi bir kez daha tartışmaya açtı. Bu kişilerin tepkisi ülke gündeme oturdu.
Gelişmenin ardından harekete geçen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün gece yaptığı açıklamada, konuyu görüşmek üzere Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'i ziyaret edeceğini duyurmuştu.
Kılıçdaroğlu bugün beraberindeki heyetle bakanlığa gitti. Ancak burada da, Türkiye İstatistik Kurumu'nda (TÜİK) yaşananların benzeri meydana geldi. Ana muhalefet partisi lideri ve beraberindeki heyet, içeri alınmadı.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Bakanlığımızın kapıları herkese açık. Kamuoyunu yanlış yönlendirerek maksadını aşan, emrivaki şekilde yapılacak görüşme talebini karşılamamız beklenmesin" dedi.
Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyetin ziyareti öncesi bakanlığın kapısına kilit vurulduğu görüldü. Kılıçdaroğlu'nun binanın önünde yaptığı açıklamalarda öne çıkanlar şöyle:
Bir haksızlık bir hukuksuzluk varsa, bir kişinin hakkı gasp ediliyorsa, bu gasp edilme sarayın talimatıyla yapılıyorsa buna karşı çıkmak benim en öncelikli görevimdir. Adam kayırmacılık oluyorsa buna karşı çıkmak benim boynumun borcudur. KPSS'de 80 puan alan, 90 puan alan, 95 puan alan evlatlarımızın sözlü mülakatlarda elendiğini gördük. Onlarla konuştuk. Yazıktır, günahtır. Bu ülkeye, bu memlekete yazıktır, günahtır.
TÜGVA'dan TÜRGEV'den gelen listeler üzerine mi bu kararlar alındı? Burada haksızlık var, evlatlarımıza haksızlık var. Bir anne babanın evladını sınavlara nasıl hazırladığını bilmeyenimiz var mı? Haksızlık karşısında vicdanı sızlayan 84 milyon adına sesleniyorum. Benzer olaylar geçmişte olduğunda haksızlığa uğrayanlar Danıştay'a gittiler, davalarını açtılar. Danıştay kararında deniyor ki; verilen puanlar hayatın olağan akışına aykırıdır. Haksızlığa uğradığını düşünen bütün vatandaşlara her türlü hukuki desteği vereceğiz. Haksızlık yapanlar görecekler, haksızlık yapanlarla nasıl hesaplaşacağımızı görecekler. Dürüst bürokratlar başımızın üstüne. Onlara daha önce de söyledim. Haksızlıkların altına imza atmayın dedim. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Haksızlık yapan bu şeytanlarla hesaplaşmak benim boynumun borcudur.