Sözcü yazarı Uğur Dündar, CHP'li Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt'un kendisinden önceki dönemde görev yapan AKP'li başkan nedeniyle yakında çadırda görev yapmak zorunda kalabileceğini yazdı.
Dündar'ın bugünkü "Sedat Peker’in iddialarının odağındaki ilçede neler oluyor?" başlıklı yazısı şöyle:
Kastamonu'daki sel bölgesini ziyaret eden belediye başkanı, yurttaşların yaşadıkları acıları dinlerken telefonu çalmaya başladı.
Önce açmak istemedi. Ama ısrarla arayanın özel kalem müdürü olduğunu görünce, afetzedelerden izin isteyerek konuştu.
Müdür ağlamaklı bir sesle “Başkanım hacizciler makam odanıza girdiler, ne var ne yok haczediyorlar” diyordu.
Başkan biraz konuşunca makam odasındaki televizyon ve bilgisayarın yanı sıra, 9 adet koltuk ve sandalyenin neden haczedildiğini anladı:
Kendisinden önce seçildiği ilçeyi yıllarca yöneten AKP'li Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu döneminde bir vatandaşın arsasına kamulaştırma yapılmadan, bedeli ödenmeden el konulmuş, bunun üzerine mağdur yurttaş açtığı davayı kazanmış ve mahkeme, belediyenin kendisine faiziyle birlikte 200 bin lira ödemesine karar vermişti.
Oysa belediyenin kasasında bunu ödeyecek parası yoktu. Hatta haciz işleminin yapıldığı dakikalarda vatandaşların Mali Hizmetler Müdürlüğü veznesine yatırdıkları 30 bin liraya da el konulmuş ve yediemine teslim edilmişti.
★★★
Değerli okurlarım,
Sözünü ettiğim yer, İstanbul'un Esenyurt ilçesi…
Hani Necmi Kadıoğlu'ndan sonra başkanlık koltuğuna oturan AKP'li Murat Alatepe'nin seçim propagandaları sırasında “Burayı kaybedersek, Kudüs'ü kaybederiz! Hiçbir yeri kaybetmeyiz, İslam'ı kaybederiz, Mekke'yi kaybederiz!..” dediği ilçe!..
★★★
Peki Alatepe niçin söylüyordu akıllara durgunluk veren bu sözleri?
Milyonlarca metrekarelik imar usulsüzlüklerinin bulunduğu, binlerce insanın yağmacı dolandırıcı müteahhitlere paralarını ve umutlarını kaptırdığı, bırakın “Esenyurt” olmayı, yaşayanların heyüla gibi yükselen beton yığınları nedeniyle nefes almakta bile zorlandığı ilçede seçimi kaybedeceklerini anladığı için!..
★★★
“Biz bu kentin kıymetini bilemedik, yağmacılara parsel parsel peşkeş çektik! İmar usulsüzlüklerine göz yumarak Esenyurt'u Betonyurt'a çevirdik! Bu nedenle Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın talebiyle eski Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu'nu istifa ettirdik. Bununla da yetinmeyip 3 milyon metrekareyi bulduğu öne sürülen kaçak inşaatları yapan ve yaptıranlar hakkında yargıya suç duyurusunda bulunduk” demek yerine, “Burayı kaybedersek, Kudüs'ü, İslam'ı ve Mekke'yi kaybederiz” diyordu.
Koltuğu kaptırmamak için en kutsal değerlerimizle oynuyor, aklımızla alay ediyordu.
★★★
Ali Murat Alatepe, 31 Mart 2019'da yapılan son yerel yönetim seçimlerini CHP'li Kemal Deniz Bozkurt'a kaptırınca, çok şükür ne Mekke kaybedildi, ne de İslam!…
Sadece yerel yöneticiliği, yükselmesine göz yumulan beton yığınlarından gelen inanılmaz rantları cebe indirmek olarak anlayan ve bu uğurda toplumun kutsal değerlerini bile sömürmekten çekinmeyen zihniyet kaybetti…
★★★
Hatırlayacaksınız Sedat Peker videolarını yayınladığı günlerde, Esenyurt'u 2004'ten itibaren yöneten Necmi Kadıoğlu ve daha sonra görevi devretmek zorunda kaldığı Ali Murat Alatape hakkında tüyler ürperten iddialar dile getirmişti.
Kiralık mütevazi evlerden, ultra lüks villalara atlamaları, seks kaseti kumpaslarını, üniversiteli kızları eskort olarak kullanmaları, mallara çökmeleri, cinayetleri, tehditleri, gazetecilere sıkılan kurşunları, paravan kuruluşlar üzerinden sağlanan milyonlarca liralık rantları anlatmıştı…
Muhataplarının reddettiği bu suçlamalar, ürkütücü olduğu kadar, birilerinin “Esenyurt'u kaybedersek Mekke'yi kaybederiz, İslam'ı kaybederiz!..” diyerek yırtınmalarının asıl nedenini gözler önüne seren ve savcıların derhal üzerine gitmesi gereken çok vahim iddiaları içeriyordu…
★★★
Sedat Peker'in iddiaları sonrasında çok sayıda suç duyurusu yapıldı.
Bunlarla ilgili soruşturmaların hangi aşamada olduğunu bilemiyoruz.
Ama görünen bir gerçek var ki, o da yağmaçökme döneminden kalan borçlar ve haciz yağmuru nedeniyle CHP'li yeni Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt'un yakında çadırda görev yapmak zorunda kalabileceği!..