Auto-Created-3
10 Mart 2020 ( 238 izlenme )
Reklamlar

'Ruslara Eğlence Malzemesi Oldular'

CHP'li Faik Öztrak, 5 Mart'ta Türkiye ile Rusya heyetleri arasındaki İdlib zirvesine ilişkin iktidara tepki gösterdi. "Putin'in kapısında dakikalarca bekletildiler, Rus haber ajanslarına eğlence malzemesi oldular" diyen Öztrak, "5 Mart 2020'den Kremlin Sarayı'na giden süreç Cumhuriyet tarihinin en büyük fiyaskosudur" ifadelerini kullandı...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Sözcüsü Faik Öztrak, gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi.  Öztrak, 5 Mart’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Moskova’da görüşen Cumhurbuşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. "Erdoğan'ın defalarca söylediği ateşkes sözünü bir mutabakat metninde göremedik" diyen Öztrak, "Putin çağırınca koşa koşa gittiler. Putin'in kapısında dakikalarca bekletildiler, Rus haber ajanslarına eğlence malzemesi oldular.

 Sonrada adama kendilerini kabul ettiği için bin bir teşekkür ettiler. Osmanlı toprağı Kırım'ı ihlak eden Çariçe 2’nci Katerina’nın heykeli altında heyet olarak kıyamda durdular. 5 Mart 2020'den Kremlin Sarayı'na giden süreç Cumhuriyet tarihinin en büyük fiyaskosudur. Bu fiyaskoda sevinilecek tek şey daha fazla şehit vermemek uğruna sahada askeri faaliyetlerin durdurulmasıdır. Bir an evvel kalıcı bir ateşkes sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı. 

VİCDANI KURUYANLAR, KALBİ TİTREMEYENLER 

İdlib’de son bir ayda 59 Mehmetçiğimizi şehit verdik. Vicdanı kuruyanlar, şehitlerimizi “birkaç tane” diye sayabilir. Kalbi titremeyenler için şehitlerimiz sıradan rakamlar gibi görülebilir. 

Ama her bir şehidimiz; babalarının aslan parçaları, analarının kınalı kuzuları, Yavukluların eşleri, nişanlıları, sevgilileri, evlatların babaları, yeğenlerin dayıları, amcaları. Her biri ailesinin bir tanesi, her biri milletimizin bir tanesi, her biri ayrı bir can, her biri ayrı bir insan. Son bir ayda 59 gencecik hayat; ülkesine, ailesine çok şeyler verebilecek kahramanlarımızı, sınırlarımızın dışında, İdlib topraklarında kaybettik. 

KÜFÜR ETMEDEN CEVAP VERİN 

Ülkeyi yönetenlere sorduk soruyoruz: Neden? Nasıl? Niçin? Ne uğruna 59 Mehmetçiğimizi İdlib’de kaybettik? Milletimiz adına bu sorularımıza makul, mantıklı bir cevap bekliyoruz. 

Ama lütfen terbiye sınırlarını aşmadan, küfür etmeden, bağırmadan, çağırmadan. Milletimize söyleyecek makul bir söz bulamadığınızda da partimize yalan yanlış yüklenmeden. “Mehmetçiğimizin tek bir tırnağı; İdlib’den, Suriye’den, Libya’dan daha değerlidir” dedik. “Millet İttifakının iktidarında şehitler tepesi boş kalacak” dedik. 

Dün, bunu dedik diye partimize, Genel Başkanımıza etmedik hakaretleri bırakmayanlar, bugün, Moskova dönüşünde “Ateşkese en çok CHP üzülecek” diyebildiler. Ülkeyi yönetenler, yalanı gerçek gibi anlatan müflis bezirgân siyasetine kendilerini öyle bir kaptırdı ki, vatandaşımız bu ikiyüzlülüğü görmez sanıyor.

 AK PARTİ KREMLİN’DE SINIFTA KALDI 

Bu arada, Erdoğan’ın konuşmasında defalarca tekrarladığı “ateşkes” sözünü, biz mutabakat metninde göremedik. Biz “askerimizin ayağına taş değmesin” dedik. Onlar “yansın Suriye, yıkılsın İdlib” diye nutuk attılar. Putin çağırınca da koşa koşa Moskova’ya gittiler. 

Putin’in kapısında dakikalarca bekletildiler. Rus haber ajanslarına eğlence malzemesi oldular. Sonra da adama, kendilerini kabul ettiği için bin bir teşekkür ettiler. Osmanlı toprağı Kırım’ı ilhak eden Çariçe II. Katerina’nın heykeli altında, heyet olarak kıyama durdular.

 AK Parti heyeti, Kremlin Sarayı’nda ülkemizi temsilde sınıfta kalmıştır. Bu bir değildir, bu iki değildir. Bu yönetime “Dış politikada bize yaşattığınız zilletin sorumluluğunu yerine getirin” diyeceğiz ama oralı dahi olmayacaklarını da biliyoruz. 

CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK FİYASKOSU 

5 Mart 2020’de Kremlin Sarayı’na kadar giden süreç cumhuriyet tarihinin en büyük fiyaskosudur. Bu fiyaskoda sevinilecek tek şey, daha fazla şehit vermemek adına, sahada askeri faaliyetlerin durdurulmasıdır. Silahlar patlarken, sözler duyulmaz. Bir an evvel kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, silahların susmasını ve askerlerimizin sağ salim evlerine kavuşmalarını gönülden diliyoruz.  

ERDOĞAN BU SORULARI PUTİN’E SORAMADI

Moskova’ya giderken, Erdoğan’ın Putin’in gözlerinin içine bakarak dört soru sormasını istemiştik:

 1Askerlerimizin bulunduğu noktalar Rus yetkililere bildirilmesine rağmen, neden hava saldırısı gerçekleştirdiniz? 

2İlk saldırıdan sonra Rusya’yı bir kez daha uyarmamıza rağmen, saldırıya neden devam ettiniz? 

3Yaralı askerlerimizin tahliyesi için İdlib hava sahasını helikopterlerimize neden açmadınız? 

4Savaş hukukunda olmamasına rağmen, yaralılarımızı almaya gelen ambulanslarımızı bile neden vurdunuz? Biz bu soruları sorarken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın 28 Şubat tarihindeki beyanatını esas aldık. Erdoğan bu dört soruyu Putin’e soramadı.

 KAPIDA “TWO MINUTES” BEKLEDİ, “ONE MİNUTES” DİYEMEDİ 

Ama Putin kameralar önünde “askerlerinizin nerede olduğunu bilmiyorduk” dedi. Putin’in kapısında “two minutes” bekletilen Erdoğan, Putin’e bir “one minutes” çekemedi. Salona boş boş baktı. Putin’in önünde kıyama duran tüm heyet ise “dut yemiş bülbül” gibi sustu. Biz Putin’den özür beklerken, AK Parti heyeti Putin’in bir taziyesine bayram etti. 

AKAR HAKKINDA HANGİ İŞLEM YAPILDI? 

Şimdi soruyoruz: Kim yalancı? Eğer Putin, kameraların önünde, Erdoğan’ın gözünün içine baka baka yalan söylediyse, milletimizin hukukunu korumak için Erdoğan bu yalana neden bir cevap veremedi? Yok eğer millete doğru söylemeyen Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, Erdoğan, Akar hakkında hangi işlemi yaptı? 36 askerimizin, 36 şehidimizin canı bu kadar mı ucuz? Bu hesap verilecek. Kimse milleti kör, alemi sersem sanmasın.

 GÖZLEM NOKTALARIMIZ ETRAFINDAKİ KUŞATMA AĞIRLAŞTI 

Her askeri operasyonun mutlaka bir stratejik hedefi olur. Erdoğan Şubat’ın başından itibaren yaptığı konuşmalarda dört kere, “Şubat sonuna kadar rejimi gözlem noktalarının dışına çıkarmakta kararlıyız” dedi durdu. Peki, İdlib’de 59 şehit verdikten sonra, Suriye Arap Cumhuriyeti ordusu gözlem noktalarımızın olduğu bölgenin dışına çıkarıldı mı, çıkarılmadı mı? 

Çıkarılmadı. İdlib’de Soçi ve Astana süreçlerinde belirlenen 6 bin kilometrekarelik çatışmasızlık bölgesinin 2 bin kilometrekaresi, artık Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kontrolüne geçti. 59 şehit ve onlarca yaralıdan sonra, 9 gözlem noktamız etrafındaki kuşatma hafiflemedi tersine daha da ağırlaştı.

 ANLAMANIZ İÇİN PUTİN’İN Mİ SÖYLEMESİ LAZIM 

Peki, bu durumda: Askerimiz ne için ve ne uğruna şehit oldu? Askere bile gitmemiş havuz medyası kalemşorları, bedelli askerlik yapmış maaşlı troller, “Yansın Suriye, yıkılsın İdlib” naraları atıyorlardı, şimdi baktık aynı naraları atanlar ateşkes oldu diye bayram ediyorlar. Erdoğan da mikrofonu kapıp, cami avlusunda cuma namazı kılmaya gelen yurttaşlarımıza hitap ediyor, “Müslüman’ın Müslüman ile böyle bir savaşı yapması da bitmiş oldu” diyor. 

Böyle bir vaaz veriyor. Peki, Müslüman’ın Müslüman’la savaşmaması gerektiğini biz size defalarca söyledik. Sizin bunu anlamanız için illa Putin’in huzuruna kabul edilmek mi gerekiyordu? YALANCI ÇOBAN Biz “barışa giden en kestirme yol Ankara ile Şam arasındadır” dediğimizde ne dediniz, “Esad’la siz konuşun, ben konuşmam” dediniz. Ama Kremlin Sarayında Çavuşoğlu ve Lavrov’a dönüp, “Şu anda Esad ile konuşuldu değil mi?” diyen de yine sizsiniz. 

Böylece kapalı kapılar ardında, Rusya aracılığıyla Esad’la konuştuğunuzu dünya aleme beyan eden de siz oldunuz. Saray iktidarının ikircikli tavırları, içeriye başka dışarıya başka sözleri; iktidarı maalesef sözüne güvenilmeyen yalancı çoban durumuna düşürüyor. Bu da ülkemizin itibarına Ortadoğu’da çekinilen şanlı ordumuzun caydırıcılığına büyük zararlar veriyor.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Berat Albayrak'ın nerede olduğu ortaya çıktı! Çiğdem Toker'in babası bir dizi ağır ihmal sonucu hayatını kaybetti.. Utanmaz bir gerici!.. Soylu 'yaptırmayız' demişti: Suriyelilerden 'büyük eylem' hazırlığı