Can Ataklı, bugünkü yazısında, "Açıkçası Erdoğan'ı şaşırarak dinlerken, “Sanki birileri düğmeye basmış, Erdoğan'ı zora sokmak hatta onu yok etmek için operasyona başlamış” demekten kendimi alamadım." yorumunda bulundu.
Ataklı'nın yazısı şöyle:
Sanki çevresi Erdoğan'ı yok etmek için çalışıyor
Erdoğan'ın, Birlemiş Milletler'de yaptığı konuşma bütün yandaş gazetelerin manşetini süslüyordu.
Elbette Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Birleşmiş Milletler kürsüsünden yapacağı bir konuşma en önemli haber olacaktır, bunda bir sorun yok.
Dikkatimi çeken, neredeyse bütün gazetelerin konuşmaya “tarihi” sıfatını eklemeleri, Erdoğan'ın büyük alkış aldığını söylemeleri oldu.
Şurası bir gerçek ki, bu konuşma bundan önceki konuşmalardan daha fazla izlendi.
Bana göre bunun nedenlerinden biri son günlerde Türkiye'nin konumu gereği çok konuşuluyor olmasıydı.
Ancak asıl neden Erdoğan'dan bir önce konuşan kişinin Amerika Başkanı Trump olması bana göre.
Erdoğan, Trump konuşmaya başlarken içeri girdi ve gerçekten kendi yerine geçmek için bile kalabalığı yarmak zorunda kaldı.
Çünkü herkes merakla Trump'ı dinlemek için doluşmuştu salona.
Bunların hepsi magazin konular, kendi görüşünüze göre istediğiniz gibi yorumlarsınız.
Erdoğan'ın konuşmasının içeriğini dikkatle dinledim.
Facia burada işte.
Çünkü danışmanları, Erdoğan'a bana göre çok yanlış bir konuşma hazırlamışlar.
Yıllardır uygulanan bir taktik yine kullanılmış.
Erdoğan'ın konuşması, dünya ülkelerine değil, iç politikaya yönelik bir konuşmaydı.
Keşmir'den Myanmar'a, Kaşıkçı'dan Mursi'ye, İsrail yayılmacılığından Filistin'deki zulme, Avrupa Birliği'nin ikiyüzlülüğünden Fırat'ın doğusuna kadar pek çok konuda konuştu Erdoğan.
Peki kimde ne etki yarattı bunca konunun bir anda ve üstelik de bağıra çağıra gündeme getirilmesi?
Kimsede bir etkisi olmadı, zaten olamazdı da.
Danışmanları ya da akıldaneleri Erdoğan'a, “bir dünya lideri işlevi” yüklemeye kalkmışlar ama bunun yarardan çok zararı olacağı açık.
Erdoğan konuşmasıyla nenedeyse herkesi hedef aldı, ortada bir ülke bile bırakmadı.
Bunun yaratacağı tepki Türkiye'yi açmaza sokacaktır yakın bir gelecekte.
Söyleyenin Erdoğan olmasının çok da önemi yok, sonuçta Türkiye zor duruma girecektir.
Ancak konuya iç politika açısından bakılırsa, Erdoğan'ın konuşması, kürsüdeki hal ve tavırları, dünyanın gözüne sokarcasına gösterdiği tablolar, yüksek sesle verdiği ayarlar pek çok kişinin hoşuna da gitmiştir.
Zaten yandaş medya, “tarihi” derken bunun dünya çapında bir önemi olmadığının farkında elbette ama maksat her zamanki gibi Türk halkını kandırmak.
Ancak bu seferki konu çeşitliliği ve Erdoğan'ın başta Amerika olmak üzere “müttefikimiz olarak kabul edilen ülkelere yönelik sözleri” mutlaka tepki çekecektir.
Daha önceki toplantılarda benzer biçimdeki bazı sözlere hiç aldırmayan, aslında şimdi de pek aldırmış gözükmeyen bazı ülkeler, başka uluslararası etkinliklerde bunun acısını çıkarmaya çalışabilirler.
Açıkçası Erdoğan'ı şaşırarak dinlerken, “Sanki birileri düğmeye basmış, Erdoğan'ı zora sokmak hatta onu yok etmek için operasyona başlamış” demekten kendimi alamadım.
Tarihte liderlerin içerde, en yakınından açılan ateşle yok edildiğine çok tanık olmadık mı?
Bende şimdi bu oyunun Türkiye'de oynandığı hissi ağır basmaya başladı.
Erdoğan “olmadık” biçimde konuşturulur, gelen tepkiler iktidarı geçekten çok sıkıntıya sokar, ancak bu durum “görüyorsunuz dış güçler nasıl da saldırıyor” propagandasına malzeme yapılır ama bunların hiçbiri kaçınılmaz sonu engelleyemez.
Erdoğan da “Ben ne yaptım, ne oluyor böyle, bana kim kazık atıyor?” diye bile düşünecek fırsata kavuşamadan kendini müthiş bir girdabın içinde buluverir.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Erdoğan'ın uyarılarına dünyada aldıran ülke yok
Kendimizi kandırmayalım.
Kimsenin Türkiye'yi de Erdoğan'ın söylediklerini de ciddiye aldığı
yok aslında.
Örneğin şu yandaş takımın bayıldığı “dünya beşten büyüktür” sloganını bugüne kadar benimseyen hatta destekleyen tek ülke çıktı mı?
Erdoğan, Birleşmiş Milletler'de 5 ülkenin veto hakkına neden karşı çıkıyor?
Ağırlıklı olarak, İsrail aleyhine alınan kararların Amerika tarafından veto edilmesine dikkat çekiyor.
Peki, Erdoğan'ın bunca çırpınmasına karşı, İsrail'le sorunu olan tek bir Müslüman ülkeden destek geldi mi?
Haydi bırakın onları, Filistin bile bu konuda bir destek vermedi.
Şimdi bakalım İsrail haritasını eline alarak yaptığı konuşmaya Müslüman ülkeler ne tepki verecek?
Acaba kaç Müslüman ülkenin, kaç gazetesi Erdoğan'ın bu sözlerini manşetine taşıdı?
Bırakın manşet yapmayı bu konuşmayı sıradan bir haber gibi yayınlayan kaç Müslüman ülke var acaba?
TRT Haber'in internet sitesinde Erdoğan'ın konuşmasının dünya basınında nasıl yer aldığına ilişkin ayrıntılı bir haber var.
Müslüman ülkelerin internet siteleri, Erdoğan'ın konuşmasına ne “tarihi” demişler ne de fazla önemsemişler.
Tepki sadece New York Times gazetesinden gelmiş.
Onlar da diyor ki “Türkiye, Trump'la el sıkıştı ABD'yi hedef aldı.”
Hesapta, “Kendimizi kandırmayalım” diyorum ama kendimizi kandırmaktan başka bir özelliğimiz de kalmamış ki.