SÖZCÜ Gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru, Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ve gazetenin sahibi Burak Akbay'ın da aralarında bulunduğu 9 sanığın FETÖ'ye yardım davasında mahkeme kararını açıkladı.
Oy birliğiyle alınan kararla; Emin Çölaşan 3 yıl 6 ay 15 gün, Necati Doğru 3 yıl 6 ay, Mustafa Çetin ve Metin Yılmaz 3 yıl 4'er ay, Yücel Arı, Gökmen Ulu ve Yonca Yücekaleli ise 2 yıl 1'er ay hapis cezasına çarptırıldı.
Gazetenin sahibi Burak Akbay'ın dosyası ise ayrıldı.
Sanıklardan Mediha Olgun beraat etti.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Davanın 18 Nisan'da görülen celsesinde, savcı esas hakkındaki mütalaasını açıklamıştı.
Savcı, sanıklar Emin Çölaşan, Necati Doğru, Gökmen Ulu, Mediha Olgun, Metin Yılmaz, Mustafa Çetin, Yücel Arı ve Yonca Yücekaleli'nin "Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisleri talep etmişti.
Sanık Mediha Olgun hakkında ayrıca etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması da talep edilmişti. Savunması alınamayan firari sanık Burak Akbay'ın dosyasının ise ayrılması istenmişti.
Sözcü'nün yönetici ve yazarlarına verilen cezaları değerlendiren CHP lideri Kılıçdaroğlu "Bu beyazı siyah gösterme kararıdır. Bu kadar açık. Siyasi otoritenin talimatı ile verilmiş karardır. Sözcü gazetesinin Türkiye'yi aydınlatmasına doğruları söylemesine tahammül edemiyorlar. Baskı kuruyorlar." dedi.
Sözcü'ye attığı manşetler ve yazıları yüzünden yapılan algı operasyonu sonucu açılan davada karar duruşması yapıldı.
Kararı şaşkınlıkla karşılayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu karara tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
*FETÖ ile mücadele ediyorlar. Bu beyazı siyah gösterme kararıdır. Bu kadar açık. Siyasi otoritenin talimatı ile verilmiş bir karardır. Sözcü gazetesinin Türkiye’yi aydınlatmasına, doğruları söylemesine tahammül edemiyorlar. Baskı kuruyorlar.
*Ama ne yaparlarsa yapsınlar bu gazeteciler geçmişlerine bakıldığında işlerinden kovuldular, görevlerinden uzaklaştırıldılar ama ne olursa olsun yollarına ve mücadelelerine devam ettiler. Aynı mücadeleyi aynı kararlığı yine sürdürecekler.
*Beni üzen şudur; Türkiye cumhuriyeti devletinde adaletin olmadığını, demokrasinin olmadığını bu kararla biz bütün dünyaya duyurmuş olduk. Beni üzen bu. Hangi ülke diyecek ki bu karar doğrudur. Hangi vicdan hangi adalet kurumu diyecek ki bu karar doğrudur.
*Gerçekleri yazdığı için medyadan korktuğunuz andan itibaren kaybetmeye başlarsınız. Erdoğan ve çevresi bu sürecin içerisine girmiştir.
*Baskıyla, mahkemeleri, hakimleri elde ederek, hakimlere ‘şuna şu kadar ceza verin, şunu tahliye edin, bunun yurt dışı çıkış yasağını kaldırın diye talimat vererek hukuku sağlayamazsınız, demokrasiyi getiremezsiniz. Türkiye’nin geldiği nokta maalesef budur.
*Davada ‘iddianame çürütüldü’ deniyor. Zaten ortada iddianame yoktu. Neyin iddianamesi? Yalan üzerine iddianame mi olur?