CHP’li eski milletvekili İlhan Cihaner, Türkİş Başkanı Ergün Atalay’ın toplu görüşmeler sırasında ortaya çıkan sözlerinin pazarlığın Saray ile yapıldığının ve toplu görüşme olmadığının göstergesi olduğunu söyledi.
CHP’li eski milletvekili İlhan Cihaner, Türkİş Başkanı Ergün Atalay’ın toplu görüşmeler sırasında mikrofonu açık kalınca Çalışama Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle” şeklinde söylediği sözlere tepki gösterdi. Birgün gazetesinde yazan Cihaner, Söz konusu sözlerin toplu bir pazarlık yapılmadığının göstergesi olduğunu söyledi.
İlhan Cihaner’in Bürgün gazetesinde yazdığı ‘Mikrofon’ başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: Ama en az mikrofona yansıyan sözler kadar vahim olan sözler, daha sonra açıkça edildi. Ergün Atalay “Cumhurbaşkanı ile görüşerek” bu kararı aldığını söyledi FoxTv ekranlarında. Nitekim Harbİş Sendikası Eskişehir Şubesi; “Hükümetin 220 günde Türkİş ile sadece 3 defa görüşme yapması hükümetin işçi konfederasyonunu dikkate almadığının bir göstergesi değil midir? Türkİş Genel Başkanının hem siyaset üstüyüm demesi hem de ‘Zam oranını Cumhurbaşkanı ile görüşerek aldık, yoksa bunu da vermeyeceklerdi’ demesi içine düştüğü açmazın ve teslimiyetin yansımasıdır.
Biz gerçek enflasyonun altında zam alan, aldığı tüm zammı da vergi olarak devlete geri ödeyen emekçileriz. Türkİş ile Hükümet arasında varılan anlaşmayı da Türkİş’in bu tutumunu da kabul etmiyoruz. Hükümetin masasına oturan değil Hükümetle masaya oturan, emekçilerin hak ve hukuklarını gerçek manada koruyan, sınıfsal bir duruşu olan Türkİş istiyoruz.” diyerek anlaşmayı protesto etti. İşte bir siyaset üstü “Reis meftunu” daha! Değişmeyen ise, halk ve emek karşıtı tutumu meşrulaştırmak için kullanılması “siyaset üstü” retoriğinin.
Türkİş Başkanı için haklı olarak epey tepki ve istifa çağrısı yapılmışken utanç verici konuşmanın diğer tarafı ile ilgili aynı oranda tepki oluşmadı. Oysa hem aslında belirleyicinin Cumhurbaşkanı olduğu bir pazarlıkta belirleyiciymiş gibi davrandığı, hem emek ve ekmek üzerine bir aldatmacanın ve tiyatro pazarlığın figüranı olduğu, hem de gaz almak için Sendika Başkanı tarafından verilen “Tarım Bakanlığı geçicilerini çözeceğini söyle sen burada” talimatını yerine getirdiği için asıl istifayı “hak eden” taraf Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk olmalı.
Açık bir mikrofon bize, bakanımızın aslında “bakan hükmünde” olmadığını, sendikamızın sendika olmadığını, toplu pazarlığın pazarlık olmadığını ve “sarayda yapıldığını”, sendika başkanımızın ise “siyaset üstü!” olduğunu net bir şekilde göstermiş oldu. Dünyadaki sendikaların karşı karşıya kaldığı değişen koşullara uyum sağlama zorluğu yanında, ülkemize özgü sorunlarla da boğuşmak zorunda işçilerimiz ve “hakiki” sendikalarımız.