Auto-Created-3
09 Mart 2021 ( 1117 izlenme )
Reklamlar

Vatandaşa yine kötü haber... "Bir dizi zam geliyor"

Türkiye krizle boğuşurken, vatandaş da her gün gözünü zamlara açıyor.

Vatandaşa bir kötü haber daha geldi.

Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş bugünkü köşesinde, "Enflasyonu tetikleyecek etkenler çoğalıyor" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

"Şubat sonu itibarıyla tüketici fiyatlarındaki (TÜFE) yıllık artış yüzde 15.61, yurtiçi üretici fiyatlarındaki (YİÜFE) yıllık artış ise yüzde 27.09 düzeyinde" diyen Aktaş, "Son bir yıldaki artış oranları açısından bakıldığında 11.48 puanlık bir fark var. Bu çok büyük bir fark" diye belirtti.

"Kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte uzunca bir süre hiç gündeme bile getirilemeyen bir dizi zam uygulamaya konulacak. Kapalı olan bir işyeri, sıfır satışını zamlı yapacak değildi ya! Ama maliyetler bu dönemde artmaya devam etti. İşte şimdi o zamlar yapılacak" diye ifade eden Aktaş, "Dolayısıyla bizi mart ayında görece yüklü bir fiyat artışı bekliyor" dedi.

Alaattin Aktaş'ın yazısı şu şekilde:

✔ Kısıtlamaların esnetilmesiyle zamlar hızlanacak. Marttaki fiyat artışı en az yüzde 1 beklenmeli. Bu düzeyde bir artışla ilk çeyrek yüzde 3.6'ya ulaşacak, yıllık oran da yüzde 16'yı aşacak.

✔ Merkez Bankası'nın yüzde 9.4'lük yıllık tahmini için son dokuz ayda yüzde 5.6'da kalınması gerekiyor. Bu orandan ekimin yüzde 2'sini de düşünce sekiz aya yüzde 3.5'lik bir marj kalıyor.

Şubat sonu itibarıyla tüketici fiyatlarındaki (TÜFE) yıllık artış yüzde 15.61, yurtiçi üretici fiyatlarındaki (YİÜFE) yıllık artış ise yüzde 27.09 düzeyinde.

Son bir yıldaki artış oranları açısından bakıldığında 11.48 puanlık bir fark var. Bu çok büyük bir fark.

Bir de iki endeksin, artış oranlarının değil endekslerin farkı var. Şubattaki endekslerin farkı yüzde 14.01'i buldu. İki endeks arasında şimdiye kadar böylesine bir fark oluşmamıştı.

Bu oranları geçenlerde yazdık ama bir kez daha hatırlamakta yarar var. Çünkü üretici fiyatları her ne kadar bire bir olmayacaksa da, aynı oranda olmayacaksa da bir süre sonra tüketici fiyatlarını etkileyecek. Bundan kaçış yok. Yani tüketici fiyatlarında marttan itibaren normal akışın dışında bir artış görülmesi olasılığı giderek artıyor.

Şimdi bu normal ötesi artışı daha da körükleyecek bir dizi gelişmeyle karşı karşıyayız.

Pandemi kısıtlamaları gevşetilince...

Hizmetler sektöründe pandemi yüzünden uygulanmakta olan kısıtlamalar mart ayıyla birlikte önemli ölçüde esnetildi. Bunu yapmak da artık kaçınılmaz olmuştu. Binlerce, milyonlarca insan klasik ifadeyle evine ekmek götüremez hale gelmişti. Kaldı ki bu kriz döneminde işini kaybedenler yalnızca çalışanlar da değildi. En küçüğünden en büyüğüne doğru bir dizi işveren de ya işini kaybetmiş ya da çok zor duruma düşmüştü.

O yüzden ekonominin çarklarının dönmesi için, insanların çalışıp para kazanabilmesi için bu kısıtlamaların esnetilmesi ve kaldırılması kaçınılmazdı ve bu yapıldı.

Şimdi kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte uzunca bir süre hiç gündeme bile getirilemeyen bir dizi zam uygulamaya konulacak. Kapalı olan bir işyeri, sıfır satışını zamlı yapacak değildi ya! Ama maliyetler bu dönemde artmaya devam etti. İşte şimdi o zamlar yapılacak.

Dolayısıyla bizi mart ayında görece yüklü bir fiyat artışı bekliyor. Geçen yıl mart ayındaki TÜFE artışı yüzde 0.57 olmuştu. Bu yıl martta en az yüzde 1'lik bir fiyat artışı görmek sürpriz olmayacak. Böylece, mart sonundaki yıllık oran da yüzde 16'yı aşacak.

Seyahat kısıtlaması gelirse...

Aylardır kapalı olan işyerlerini açmak artık kaçınılmaz hale gelmişti ama adeta bir açıldık, pir açıldık! Bunca zaman işyerlerini kapalı tutarak zapt etmeye çalıştığımız salgın, şimdi daha beter bir şekilde geliyor olabilir.

Riskin düşük olduğu varsayılan illere riskli illerden seyahatler sürüyor, mal nakli sürüyor. Bu yüzden her gün hastalık da naklediliyor. Bu durumun önüne geçmek için belki de içinde bulunduğumuz günlerde katı bir seyahat sınırlaması gündeme gelecek.

Böyle bir karar mal sevkiyatında aksamalar doğurabileceği için fiyatlar üstünde yeni bir baskı unsuru oluşturabilecek.

DÖVİZ "BENİ UNUTAMAZSINIZ" DİYOR

Bizde maliyet artışının en büyük nedenlerinin başında gelen, bazı mal ve hizmetler için gerçekte çok az etkisi olsa bile en iyi kullanılan gerekçe kur artışı...

Kasım operasyonuyla birlikte kur hızla aşağı gelince bazıları bu sorunu aştık diye mi düşünmeye başlamıştı, bilmiyorum. Ama döviz dün bir anda "Ben buradayım" deyiverdi. Dolar 7.65, euro 9.10 düzeyini gördü. Dövizde yön zaten bir süredir yukarı doğruydu.

Öyle anlaşılıyor ki bu eğilim zaman zaman küçük kırılmalar gösterse de Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun 18 Mart toplantısına kadar devam edecek. Ve eğer kur yavaş yavaş da olsa artmayı sürdürürse Merkez Bankası 18 Mart toplantısını biraz köşeye sıkışmış bir durumda yapacak.

Döviz kurundaki artış da dönüp dolaşacak ve fiyatları yukarı iten bir etki doğuracak.

YÜZDE 9.4; OLMAYACAK DUAYA AMİN!

Mart ayındaki fiyat artışı için alt sınırı yüzde 1 olarak almak yanlış değil. Bu durumda giriş bölümümüzde de vurguladığımız gibi yıllık artış yüzde 16'yı aşacak.

Martta yaşanacak yüzde 1'lik artışla ilk çeyrek oranı yüzde 3.6'ya ulaşacak. Merkez Bankası'nın yıllık yüzde 9.4'lük tahmininde kalmak ise yılın kalan dokuz ayındaki artışı yüzde 5.6'da tutmakla mümkün olabilecek.

Ekim aylarının klasikleşmiş yüzde 2'lik artışını da düştüğümüzde sekiz ay toplamı için yüzde 3.5'lik bir marj kalacak elimizde.

Sekiz aylık artışı yüzde 3.5'te tutabilir miyiz, elbette. Teorik olarak bu pekala mümkün.

Ya pratikte?

Olmayacak duaya amin deme alışkanlığınız varsa...

Neden olmasın!

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Ezgi Mola'nın 'kadın cinayetleri' konuşması törene damga vurdu! Devran Çağlar son yolculuğuna uğurlandı! Büyük vefasızlık Anketler harekete geçirdi: Erdoğan'dan erken seçim hamlesi! Yılmaz Özdil: Darılmayın ama, sizinki aşkhikayesi değil...