Dünya genelinde devam eden koronavirüs pandemisiyle ortaya çıkan Mu varyantı ile ilgili araştırmalar devam ediyor.
Türkiye'de vaka sayısının 20 binler üzerinde seyrettiği bugünlerde Mu varyantının etkileri merak ediliyor.
Sözcü'den Nazan Doğaner Halıcı'nın haberine göre, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğçe Hürkal, henüz çok yeni olan bu varyantla ilgili şu bilgileri verdi:
Koronavirüs pandemisinde ikinci yılı doldurduğumuz bugünlerde tüm dünyada hızlanan aşılama oranlarına rağmen henüz salgın istenilen seviyede kontrol altına alınamadı. Virüsün doğası gereği sıkça mutasyona uğraması, nüfusun fazla olduğu ülkelerde etkin aşılama politikasının uygulanamaması ve ülkeler arası sınır kontrollerinin etkin olamaması bu kontrolsüzlüğün başlıca sebeplerini oluşturuyor.
Son 3 aydır Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi'nin (CDC) yakından takip ettiği 5 önemli mutasyon mevcut. Bugünlerde tüm dünyada baskın olan ve yayılım göstererek varyant oluşturan Delta/Delta Plus mutasyonları mevcut iken, yakından takip edilen Kolombiya'da yaygınlaşmaya başlayan B.1.621 suşu (Mu varyant) İspanya, Hollanda ve Danimarka'da görülmeye başladı. DSÖ, “Bu varyantın geçirdiği mutasyonlar virüsü aşılara daha dayanıklı hale getirebilir. Fakat Beta varyantında da olduğu gibi bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Mu varyantı geçtiğimiz günlerde 2 vaka ile Türkiye'de de saptandı. Olası riskli varyant olarak önümüzdeki günlerde sahada yayılacak gibi duruyor. Mu varyantın sıklıkla Beta varyanta benzediğini, daha silik semptomlarla başlayıp tatkoku kaybının eşlik ettiği, halsizlik, yaygın eklem ve kas ağrısı görüldüğü bir klinik ile seyrettiğini görüyoruz.
Son günlerde baskın olan Delta/Delta Plus ve Mu varyantlarının olası klinik şüphe halinde özellikle aşılı bireylerde antikor ve PCR testlerinden kaçtığını, erken dönem tomografik bulgu vermediğini ve bu sebeple tanı koymada büyük güçlüklerle karşılaşıldığı belirtiliyor. Bu yeni varyantların, aşılı bireylerde de hastalığa yol açabildiğine ancak aşıların aktif olduğu (son 3 ay) dönem içinde hastalığın daha hafif seyrettiğine dikkat çekiliyor.
Bu yeni varyantların diğer suşlardan en önemli farkı geç reaksiyona (hastalığın karantina süreci bittikten sonraki süreç) sık rastlanmasıdır. Yani hastalar iyileştiklerini düşündükleri 14'üncü günden sonra çok sayıda farklı kinik ile ağır hastalığa geri dönüş olabiliyor. Bu sebeple Covid sonrası takipler yeni dönemde ilk 3 ay boyunca yapılmalıdır.