Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, bugün kaleme aldığı yazısında devlet içinde yaşanan bazı gelişmeleri aktardı.
Pehlivan, devlet içinde bazı isimlerin kendilerini güvende tutacak belgelerin fotokopilerini almaya başladığını, AKP'nin gidici olduğunu herkesin fark ettiğini ve "İnşallah reis bana bakanlık teklif etmez" diyen isimlerin olduğunu aktardı.
Pehlivan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:
Hani sosyal medyayı cendere altına almak istiyorlar ya...
Perde arkasında yekvücut olmuş bir devlet mekanizmasının olduğunu düşünürseniz yanılırsınız.
Daha kısa süre önce...
Meclis’te sosyal medya toplantısı...
BTK’sinden RTÜK’üne, hukukçularından iletişim uzmanlarına kritik isimler toplandı.
Masada öyle bir yakan top vardı ki kimse dokunmak istemiyordu.
Bakmayın üst düzey koltuk sahiplerinin hevesli göründüğüne. Ne BTK ne de RTÜK bürokrasisi “sansürcü” yaftası yemek istiyordu.
Evet, belki İletişim Başkanlığı altında belki de daha bağımsız bir Sosyal Medya Başkanlığı kurulacak...
Evet, belki o yeni başkanlıkta her kurumdan temsilci gibi bürokratlar görev yapacak...
Evet, belki skandal yasaklara imza atacaklar...
Ama duyuyorum ki bunun kontrol edilmesi zor ve tehlikeli bir su olduğunu bilen bürokratlar çok. Ve ihalenin kendilerine kalmasından ürküyorlar.
Peki, bu neye işaret?
Şuna:
Bir süredir kulağıma fısıldanıyor; devlette fotokopi çekme dönemi başlamış. Yani yarın iktidar seçimle değişirse kendilerini güvende tutacak belgelerin kopyalarını almaya başlayanlar varmış.
Yargı bürokrasisini bilen bir isim anlatıyor; suskunluklarıyla ünlü hâkim ve savcılar iktidarın yanlışlarını yemekhanede yüksek sesle dile getirir olmuş.
Ankara’da devletle çok işi olan birinden dinliyorum:
“Bürokrasi tedirgin, herkes yolun sonuna gelindiği kanaatinde, kimse risk almak istemiyor. Bazıları da ‘gemi batıyor, ne yaptık yaptık, yolumuza bakalım’ düşüncesiyle çalışıyor.”
Şunu bile işitti bu kulaklar: “Umarım bana bakanlık teklif etmez Reis” diyen bile çıkmış.
Söylemezsem olmaz; bürokrasiye dair bu iddiaların yeni bir tasfiye hareketinin bahanesi olabileceğini düşünenler de yok değil.
Şurası muhakkak ki seçime yaklaştıkça daha çok ifşaata, itirafa ve dümen kırmaya tanık olacağız.