Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmalarda CHP’yi “Biz bunlardan neler çektik. Yağ kuyrukları, gaz yağı kuyrukları, benzin kuyrukları... Bay Kemal, siz kuyrukçusunuz. Yokluk kuyruğu icat ettiniz bu ülkede!” ifadeleriyle hedef alıyordu.
2019 yılına gelindiğinde yerel seçimler öncesi, Erdoğan’ın talimatıyla tanzim satış noktaları kuruldu. Ucuz gıda alabilmek için satış noktaları önünde kuyruklar oluştu. Erdoğan, kuyruklara yönelik eleştirilere “Bizimkisi varlık kuyruğu” diye yanıt verdi.
2021 yılına gelindiğinde ise ülkedeki ekonomik krizin yansıması olarak bazı gıda ürünlerine yüksek zam geldi. Yağ gibi temel gıda malzemelerini satın almak için kuyruklar oluştu.
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, bugünkü yazısında kuyrukların nedeninin stokçular olduğunu yazdı. Güngör, Erdoğan’ın CHP’yi suçladığı dönemde de kuyrukların oluşmasının nedeninin bugünkü gibi stok yapanlar olduğunu kaydetti.
Güngör, “Yağ var mıdır? Yoktir…” başlıklı yazısında, “Stokçuluk zihniyeti yıllardır maalesef değişmiyor” dedi ve “Şimdi markete gidin, bakın. Çoğunun rafında 5 litrelik yağ yok. Sorsan, ‘Toptancı malı sınırlı veriyor’ diyor. Toptancıya gitsen ‘Fabrikadan gelmiyor’ diyor. Fabrikanın kapısını çalsan ‘Ayçiçeği ithal ettiğimiz Ukrayna, Bulgaristan, Arjantin malı sınırlı veriyor’ diyor. Anlayacağınız, herkes zeytinyağı gibi üste çıkıyor. Biraz inceleseniz tabloyu görürsünüz” ifadelerini kullandı.
Dilek Güngör, Erdoğan’ın CHP’yi suçladığı dönemle ilgili de stokçuların yokluğa neden olduğunu kaydederek şunları yazdı:
“Aslında tarih sayfalarını karıştırdığınızda hemen hemen her ekonomik sıkıntıda stokçular ve karaborsacıların hortladığını görürsünüz.
Osmanlı Dönemi'ni hatırlayın. Birinci Dünya Savaşı Sonrası… Savaş öncesi 1 liraya satılan potin Mayıs 1917'de 9 liraya, 60 paraya satılan basma 30 kuruşa, 4 kuruşa pazarlanan patiska 65 kuruşa fırlamıştı. O dönemde Meni İhtikâr Heyetleri istifçilik yapanların mallarına el koyup, hem hapis hem de para cezası kesmişti.
19391945'te İkinci Dünya Savaşı bahanesiyle temel ihtiyaç maddeleri stoklanmıştı.
Fiyatlar artmış, hükümet 'karneli' önlem almıştı.
1970'lerden sonra stokçuluk yeniden hortlamıştı. Bakkalda ampul, çamaşır tozu, tuz, yağ yoktu. 12 Eylül darbesiyle birlikte birçok karaborsacı tutuklanıp, yargılanmıştı.
1990'lardaki ekonomik krizle tekrar ortaya çıkmışlardı. Yani ülke ekonomisinde her sıkıntıda stokçular ve karaborsacılar baş gösterdi. Bugünün de dünden farkı yok. Önemli olan bunların bir an önce tespit edilip, cezalandırılması…
Yoksa birileri köşeyi dönmeye, vatandaşın da canına okumaya devam eder…”