Auto-Created-3
23 Şubat 2020 ( 13957 izlenme )
Reklamlar

Hüsnü Mahalli'den 'İdlib' yazısı: Abdullah Gül itirafıyla o da iflas etmiştir

Korkusuz Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli, Türkiye'nin İdlib politikasını ve Suriye ile ilişkileri yazdı. 

Mahalli, "AKP’nin büyük umutlar bağlayıp çok büyük hayaller kurduğu Arap Baharı’ndan bu yana Türkiye hiçbir yerde hiçbir şey kazanmamıştır." ifadelerini kullandı. 

Hüsnü Mahalli'nin yazısı şöyle oldu:

Türkiye’nin en önemli ve sıcak gündemi İdlib.

Oysa İdlib Suriye’nin bir kenti ve bu kentte onbinlerce ruh hastası, sapık ve canavar ruhlu katil var.

Bunu yalnızca ben değil tüm dünya söylüyor çünkü Nusra, Türkiye dahil herkese göre terör örgütüdür.

Peki bu durumda Türkiye neden Suriye ordusunun İdlib operasyonuna karşı çıkıyor?

Neden on binlerce Türk askerini bölgeye göndererek Rusya ve Suriye ile savaşmayı göze alıyor?

Neden ‘ılımlı militanlar’ dediği teröristlere Rus uçağını düşürmek için gelişmiş füzeler veriyor?

‘Ilımlı militanlar’ denilen teröristler kendi sosyal medya hesaplarından her şeyi paylaşıyor.

Rus uçağına kimin nasıl füze fırlattığını da.

Ruslar boşuna sert tepki göstermiyor?

Türkiye medyası hariç dünyada herkes her şeyi yazıyor ve anlatıyor.

Türk askerinin İdlib’e gönderilmesiyle ilgili çok sayıda senaryo konuşuluyor.


Örneğin İdlib’i bahane ederek bölgeye çok sayıda asker ve mühimmat gönderen Ankara bölgede kalıcı olmaya çalışacak.

Fırat’ın batısı ve doğusunda olduğu gibi.

Perşembe akşamı CNNTürk’te konuşan Savunma Bakanı Akar  “Türkiye, Suriye’den ne zaman çıkacak” sorusuna bakın nasıl bir yanıt vermişti:

“Anayasa yapılacak, meşru bir seçim yapılacak, meşru bir yönetim olacak, demokrat bir devlet olacak, herkes yerini alacak, biz de yerimizi alacağız”.


En iyisi Suriye’yi Türkiye’ye katalım bu iş bitsin.

Nasıl olsa Bakan Akar’ın istekleriyle iç muhalefetin Türkiye ile ilgili istekleri hemen hemen aynı.

Ayrıca Türkiye 9 yıldır Suriye için çok para harcadı ve harcıyor.

Resmî yetkililerin itirafıyla 5060 bin kişilik Suriye Milli Ordusu’nun tüm ihtiyaçlarını Ankara karşılıyor.

Suriyeli mülteciler için harcanan parada en son rakam 40 milyar dolar idi.

Türkiye’nin Suriye politikasında çok önemli rol oynayan ve şimdi Türkiye’nin BM’deki temsilcisi olan Feridun Sinirlioğlu BM Güvenlik Konseyi toplantısında bakın ne diyor:

“Türkiye 9 milyondan fazla Suriyeliye bakım ve koruma sağlıyor. Bu, rejimin kontrol alanlarındaki nüfustan daha fazla”.

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın kısa bir süre önce 7 milyon demişti!

Uzatmaya gerek yok…

Türkiye’nin Suriye’deki niyeti ortada.

Türkiye’nin Suriye maceralarının sonu gelecek gibi görünmüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriyeli militanların Libya’ya gönderildiğini açıkladı.

Rus medyasına göre Erdoğan’ın Putin’le telefon görüşmesinde anlaşma yok.


ABD ve batı medyasına göre Ankara Patriot füzeleri için Washington’a ‘yalvarıyor’.

PYD/YPG’ye destek veren ABD uçaklarına karşı kullanılmak üzere Rusya’dan S400’leri alan Ankara şimdi de İdlib’teki Türk askerini durdurmak isteyen Rus uçaklarına karşı Washington’dan Patriot almaya çalışıyor.

Peki diyelim ki aldı ve 24 Kasım 2015’te olduğu gibi bir Rus uçağını düşürdü!

Bu durumda Ankara böyle bir durumun olası risklerine hazır mı?

Gerginlik tırmanır ve ciddi bir savaşa dönüşürse Türkiye ne yapar?

Bir tek kalemle 7 milyon Rus gelmezse turizm sektörü batmaz mı?

Rusya ile olan çok karmaşık ilişkiler duvara toslamaz mı?

Tek tek anlatmaya gerek yok ama savaş durumunda cehennem kapıları açılır ve bu kapılardan kimlerin gireceği ya da çıkacağı belli olmaz.

Peki ne uğruna?

Bir avuç Nusra’cı terörist için mi!

Belki de her şey bir oyun ve AKP başka hesaplar peşinde.

Bakan Akar’ın söylediklerinde her şeyin ipucu var.

Türk halkından çok şey saklanabilir ama dünya her şeyi biliyor.

Biliyor ve ona göre hesap kitap yapıyor.

Bu hesap ve kitapların sonunda kaybeden taraf bu oyunların püf noktalarını bilmeyen ve ideolojik saplantıların esiri olan Ankara olacak.

Türkiye için çok yazık.

Her şey ortada.

AKP’nin büyük umutlar bağlayıp çok büyük hayaller kurduğu Arap Baharı’ndan bu yana Türkiye hiçbir yerde hiçbir şey kazanmamıştır.

Kısa vadede kazanç gibi görünenler orta ve uzun vadede Türkiye’nin hanesine çok büyük zarar olarak yazılacaktır.

Bunu görmeyenler ya on numara miyop ya da siyasal İslamcı’dır.

Abdullah Gül itirafıyla o da iflas etmiştir.

 

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İşte şekersavar sebze! 'Seçilirlerse açığa alınacaklar' Fahrettin Koca'ya yapılan aşı, Çin aşısı değil miydi? Bilal Erdoğan'ın imzaladığı o belgeyi CHP'ye verdi