Gazeteci Yılmaz Özdil, "özellikle bazı semtlerdeki atış poligonlarının tıklım tıklım Suriyelilerle dolu olduğunu görüyorum” diye yazdı.
Özdil, İstanbul Beyazıt’ta yaşanan çatışmada bir polisin silahını sivil bir vatandaşa kaptırdığı iddiasını hatırlattığı, “Polisin tabancasını kaptırdığı ülkede, alarm zilleri çalıyor demektir” başlıklı bugünkü yazısında, pandemi döneminde büyüyen poligon sektörüne dikkati çekti.
Yılmaz Özdil, “Mesleki merakla İstanbul'daki atış poligonlarını geziyorum. İşini düzgün yapanları, düzgün işletmeleri elbette tenzih ederim… Ama, özellikle bazı semtlerdeki atış poligonlarının tıklım tıklım Suriyelilerle dolu olduğunu görüyorum” ifadeleri ile izlenimini aktardı.
Özdil, şunları kaydetti:
“Ateşli silahların onay makamı olan, kimin silah ruhsatı alabileceğine, kimin silah taşıyabileceğine karar veren İstanbul valiliği mesela… Bazı semtlerdeki atış poligonlarında otomatik silahlarla atış talimi yapanların ‘gerçek’ kimlik bilgilerini kontrol ediyor mu? Müşteri getiren taksilere komisyon veren poligonlar var. Taksiciler bile biliyor kimlerin geldiğini… Peki, sayın yetkililerimiz, atış poligonlarına arkadaş grupları halinde gelenlerin, özellikle gruplar halinde gelen mültecilerin ikametgah adreslerini kontrol ediyor mu? Ekrem İmamoğlu'nu mobese'yle takip edenler, atış poligonlarına girip çıkanların kim olduğuna bakıyor mu? ‘Gariban’ denilen mültecilerin, cayır cayır yaktıkları mermilerin parasını hangi gelir kaynaklarıyla ödedikleri takip ediliyor mu? Kendi ülkesinde savaş var diye kaçan mülteciler, kaçtıkları ülkede niye atış talimi yapar birader? Bu aralar pek moda ya, o açıdan soruyorum… Sadat'a çalışan emekli askeri personellerin sık sık görüldüğü atış poligonları var mıdır?”