Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan, koronavirüs salgınında bütün dünya devletlerinin yaptığı gibi vatandaşına yardımda bulunmak yerine İBAN vererek bağış toplayan AKP hükümetinin topladığı bağışların akıbetini sordu.
Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan'ın Erdoğan'ın İBAN'lı koronavirüs bağış kampanyasında toplanan paraların akıbetini sorduğu "Paralar nereye gitti?" başlıklı köşe yazısı şöyle:
"Sevgili okurlarım, bir gazeteci için en can sıkıcı şeylerden biri, belli bir konuyu defalarca yazmak zorunda kalmaktır.
Yazarsınız, sorular sorarsınız ama karşı taraftan ses çıkmaz!..
Niçin çıkmaz?..
Çünkü verecek tutarlı bir yanıtları yoktur.
AKP iktidarı bundan bir süre önce, korona salgını için kampanya başlatmıştı…
“Biz bize yeteriz Türkiyem!”
Ahaliden, kamu kurumlarından ve parası olan sivil toplum kuruluşlarından bağış bekleniyordu…
“Haydi, pamuk eller cebe. Bastırın paraları” denilmişti.
★★★
Yandaş gazeteler, televizyon kanalları ve internet siteleri devreye sokuldu.
Onlara da kesin emir verilmişti:
“Banka hesap numaralarını sürekli yayınlayacak ve konunun gündemden düşmesine izin vermeyeceksiniz.”
Dikkat ettiyseniz CNNTürk gibi bütün yandaşlar, aradan haftalar geçmiş olmasına karşın o hesap numaralarını sürekli yayınlamayı sürdürüyor.
NTV isimli kanalın sahibi Doğuş Holding de 15 milyon verdi. İsterse vermesin!
★★★
AKP Genel Başkanı Recep Bey bu konuda çeşitli zamanlarda çeşitli açıklamalar yaptı…
Toplanan bağış miktarının eski parayla iki katrilyonu aştığını söyledi.
İki katrilyon…
Muazzam, korkunç bir miktardır.
Düşünün ki devletin Merkez Bankasını bile zorlayıp 100 milyon da oradan kopardılar.
Kamu bankaları, Telekom, Turkcell vesaire hep aynı şeyi yaptı.
Parası olan bütün sivil toplum kuruluşları devreye sokuldu ve onlardan da para toplandı.
★★★
Amaç çok kutsaldı…
“Korona salgınında mağduriyet yaşayan herkese, bütün vatandaşlarımıza yardım edilecekti!”
Çağrılarda şöyle deniliyordu:
“İmkan sahibi tüm vatandaşlarımızı bu dayanışmaya destek olmaya davet ediyoruz. İnanıyoruz ki, bu sıkıntılı günleri geride bıraktığımızda hatırlayacağımız en güzel fotoğraf, aziz milletimizin ortaya koyduğu birlik ve dayanışma olacaktır.”
Çok güzel!
★★★
Pamuk eller bazen emirle, bazen de gönüllülük esasına göre ceplere girdi, devletin ve milletin parası bile kampanyaya bağışlandı.
Vatandaşlardan ise veren verdi, vermeyen vermedi.
Toplumu öylesine böldüler ve güven kaybettiler ki, pek çok kişi ve kuruluş açıkça olmasa bile “AKP'nin kampanyasına bizden katkı yok” demek zorunda bırakıldı.
★★★
Şimdi bir kez daha gelelim konumuza…
Bu kampanya için sorulan çok önemli sorular vardı ama bunlardan birine bile yanıt verilemedi:
Bağış kampanyasına kaç kişi katıldı?
En önemli soru:
Bu toplanan paralar nerelere gitti, kimlere verildi?
Şimdi kafalarda ciddi kuşkular dolanıyor:
Biliyorsunuz, karşımızda dev gibi duran ve çok büyük rakamlara ulaşan bütçe açıkları var.
Salgın nedeniyle toplanan paracıklar sakın bütçe açığına bir çare olsun diye kullanılmış olmasın!
★★★
Ortada başka bir örnek daha var…
Milli Piyango İdaresi durup dururken bir otomobil piyangosu düzenledi.
Biletleri bayilerde satılmayan bir çekiliş…
Korona salgını nedeniyle ek gelir elde edeceklermiş!
★★★
İkramiyesi iki adet sıfır kilometre son model BMW araç.
Başka bir ikramiye yok.
Çekiliş geçtiğimiz 26 Mayıs günü yapılmış…
Ve iki talihli şahıs bu otomobilleri kazanmış.
Kazanan numaralar ilan edilmedi, kimselere duyurulmadı.
Yine burada birkaç kez sordum;
Çekiliş niçin gizli tutuldu?
Kaç bilet satıldı?
İdare bu işten kâr mı elde etti, zarara mı uğradı?
Verilen, açıklanan herhangi bir yanıt yok.
★★★
Soruyorsunuz yanıt veremiyorlar…
Çünkü bu memleketi babalarının çiftliği olarak görüyor ve öyle yönetiyorlar.
İşte size korona salgını nedeniyle yaşanan biz bize yeteriz kampanyası ve bir Milli Piyango çekilişinin hazin öyküsü.
Her ikisi için de sorular yanıtsız…
Biz artık sormaktan utanıyoruz, onlar böyle sessiz kalmaktan utanmıyor.
Paralar inşallah yerine gitmiştir!
Gitse de gitmese de güle güle harcasınlar, amin!