Sabah Gazetesi Yazarı Hilal Kaplan’ın AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile TRT yönetim kuruluna atanmasına tepki gösteren Altaylı, Hilal Kaplan’a yönelik, “Her tuzum var diyene hıyar alıp koşmak gibi bir şey” dedi.
Hasan Basri Akdemir’in “Gazeteci, kamu yayıncılığı yapan bir yerde yöneticilik yapabilir mi?” sorusuna, Fatih Altaylı, “Onlara gazeteci dediğiniz için sizi kınıyorum, gazeteci falan değiller” dedi ve ekledi,
“O bir devlet, kamu görevi. Özel bir televizyon değil. Bunu zaten kabul etmek başlı başına bir görgüsüzlük. Her tuzum var diyene hıyar alıp koşmak gibi bir şey. Ne işin var ya senin. “Teşekkür ederim efendim beni bu göreve layık gördüğünüz için, ben gazeteciyim” bu cevap en yakışır cevaptır.”
TV5’te yayınlanan programda ekonomiden, futbola ve FETÖ ile mücadeleye kadar birçok farklı konuya değinen Altaylı’dan bazı satırbaşları şöyle,
Federasyon başkanını siyaset belirlediği için başkanlar kulüplere bakmıyorlar ki, siyasete bakıyorlar. Onların derdi kulüpleri memnun etmek, Türk Futbolunu geliştirmek değil, onun derdi siyasete yalakalık yapmak, siyasetçiyi memnun etmek.
Bırakın kulüpler seçsin kendilerini kim yönetecekse. Size ne? Her yere bir müteahhit mi koymak zorundayız? Türkiye'yi betona çevirdikten sonra futbolu da mı betona çevireceğiz?
Adil Öksüz’ü gözaltına alıp tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk eden savcı, bugün artık savcı değil. Çünkü sürüldüğü için, çünkü canından bezdirildiği için görevden alındı. Yani 15 Temmuz Kalkışmasının simgelerinden olan Adil Öksüz’ün tutuklanmasını isteyen kişi şu an savcı değil. Adil Öksüz’ün serbest kalmasında rol alanlar görevde.
FETÖ ile mücadele artık tavsatılmış bir mücadeledir. Yani istenilen FETÖ’cü kurtarılıyor, istenilmeyen isimler FETÖ’cü kisvesi altına sokulabiliyor. Bank Asya'ya para yatıranlar içeride, yasaklı veya işten çıkarıldı. Peki, o bankanın yöneticilerine bakın; bugün hangi kamu bankalarında, hangi pozisyondalar?